10 Nisan 2009 Cuma

Öncelikle şu linki takdim edeyim: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=%2315942867+

Frp ile ilgili anılarımın depreşmesine neden olan link bu. Bu kaynaktan örnek alıp Lort’un uzunca bir zaman önce oynattığı oyun ile başlayıp geriye doğru giden karakter betimlemelerine başlıyorum.

İlki ve dolayısıyla en sonuncusu iki gözümün nuru canım efendim olan Meteorolojinin Efendisi Lort Von Schnee’nin oynattığı oyundur. Orta Dünya mekândır, Tolkien candır tabiatıyla.

Karakterler bir adet Gondor generali, bir adet Rohan kökenli at beyi, bir adet Gondor köylüsü ve en acısı bir adet Lossarnachlı. DM tarafında ise Gondor Gr@l’ı Sayın Aragorn Bey ile kendisine pek yakışan sevdiceği, eşi, hayat yoluna birlikte baş koymuş Arwen Hanım var.

Benim bu hikâye örgüsündeki konumum Lossarnachlı olmayı gerektirdiğinden karakterimin şekline büründüm. Bu arada Lossarnach yöresi dağlı insanlardan müteşekkil olup Orta Dünya’nın Adanalı ihtiyacını karşılayan bir bölgedir. Eh bana da İlluvatar’ın adamı olup ete göte muhabbete bayılmak kalıyor bu durumda. Hikâyeye giriş noktam birinin anama küfretmesi ve buna mukabil adamın kafasının pekmezini akıtmamla başlar.

Gondor generali kılıklı adam da bildiğin başçavuş. Karakter tanımlarken pırpırlarını unuttu. Tamamladık. Kendini Ghost Battalion’a bağlı Alman panzeri sanması ve abidik gubidik zırhlarla yarı hareket eder durumda dolaşması da cabası. Ayrıca Wilhelm bıyıklarını ve tükürük saçarak bağırmasını eklemeden edemeyeceğim. Tolkien’in gözlerinin dolduğu an bu karakterin bir insan içinde vücut bulmuş olmasıdır bana göre.

Gondor köylüsü arkadaşım da nasıl oldu bilinmez Gondordaki Ak Ağaç’ın muhafızı olmuş ama konumu gereği dal parçası versen doğru düzgün düşmana doğrultamaz vaziyette. Bir de mızrak falan taşıması iyice trajikomik olmuştur. Oyun boyunca sakin, efendi, general salyası içinde boğulmuş vaziyettedir.

Rohan at beyi ise bildiğin toprak ağasının postası. Altına at verilmiş, kafasına uzun sarı saçlar dikilmiş bir âdemoğlu. Aramızda en zararsız, ( affedersiniz ) tavşan boku kılıklı tek adam buydu. Atıyla insan, hayvan, ağaç, börtü böcek demeden ezdi her şeyi.

Oyun benim ağaç baltamla birinin kafasını yarmamla başladı. Aragorn’un kafama tespih atıp geri getirtmesiyle ve Arwen’e “Hanım bize şarap dök.” ya da “Hanım koş kılıcımı getir.” Gibi romantik kelimeler kullanmasıyla doruğa çıktı. Allah Allah nidalarıyla süren savaş sahneleriyle sona ulaştı.

Ayrıca Lort kod adlı şahsın UO’da bizi kendi emrine alıp ayı postlarını giyme emri vermesi ve akabinde “Haydi koşun ayılar!” diye haykırması muhteşemdir.

Ondan önce bir cyberpunk oynamıştım. Ama o kadar sıkıldım ki kendi karakterimi çölün ortasında keskin nişancının önüne attım. Oyunu çok hatırlayamadığım için anlatamıyorum.

Çok acılar çektim ama burada bitiyor sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Uykumun gelmediği başka bir zaman dilimi içinde devam edeceğim. Esen kalın. Mutlu kalın.

Hiç yorum yok: